I. ORUÇ İBADETİNİN HİKMET VE FAYDALARI
Allah’ın emir ve yasakları elbetteki kulların iyiliği içindir. İslam bilginleri, bütün hükümlerin insanların yararlarını gerçekleştirme amacına yö- nelik olduğu konusunda görüş birliği içindedirler. Allah’ın yapılmasını istediği şeylerde kullar için çok büyük faydalar, yasakladığı şeylerde ise büyük zararlar bulunduğu inkar edilemez bir gerçektir.
İslami öğretinin kendilerine yüklediği görev gereği İslam alimleri çeşitli ibadetlerin yarar ve hikmetleri konusunda öteden beri kafa yormuş, bunların kişisel pratik yararlarından çok, insan nefsinin arındırılması ve yükseltilmesi yolunda fonksiyonel hale getirilme- sine çalışmışlardır. Bu bağlamda kulların yapmak- la yükümlü tutulduğu ibadetlerin sağladığı bazı faydalar ya da hikmetler tespit edilebildiği gibi, bu faydaların veya gerçekleştirilmek istenen amaçların tamamının tespit edilemediği de bir hakikattir.
Oruç ibadetinin temel hedefi insanları takvaya eriştirmektir. Bu bizzat Kur’an-ı Kerim’de "Ey iman edenler! Allah’a karşı gelmekten sakınmanız için oruç, sizden öncekilere farz kılındığı gibi, size de farz kılındı…" (Bakara, 2,/183) şeklinde ifade edilmektedir.
Oruç ibadeti kanaatkarlığımızı güçlendirir. Açlık çeken insan yoksulun, muhtacın durumunu an- lar ve kanaat etmenin önemini daha iyi kavrar. Artık israf edemez olur. Allah Resulü’nün "Ka- naat bitmeyen bir hazinedir (Beyhakî, "Zühd", 2/88)" sözü, müminin kulaklarında yankılanır. Nimetin eskisinden daha çok kadrini bilen in- san, Allah’a olan şükrünü artırır. Hırsın mahru- miyete, kanaatin rahmete vesile olduğunu anlar. Allah Resulü’nün "iktisat eden geçim sıkıntısı çekmez" (İbn Ebî Şeybe, el-Musannef, 5/331) müjdesi hayatında tezahür etmeye başlar.
Oruç ibadeti, insana iftar ve sahur ile, kılınan teravih namazlarıyla, diğer ibadetlerle hayata çe- kidüzen verme imkanı tanır.
Oruç ayı olan Ramazan Ayı, kulun Rabbine ilti- ca ederek, günahlarının bağışlanması için hayat yoluna yerleştirilmiş fırsat ve hazinelerle dolu- dur. Kişi, Kur’an üzerinde daha fazla düşünme imkanı yakalar. Ramazanın getirdiği bereketle insan, Kur’an’dan daha çok haz alır, onu daha derinden ve bilinçle dinleyip anlama imkanını elde eder. Oruç bedenin zekatı olarak, vücutta birikmiş zararlı unsurların def’i için metabolizmaya bü- yük bir imkan sağlar. İnsanın, vücudunu diğer canlılardan daha farklı olarak madde ve mananın sırlı ve ahenkli bir birleşimi olarak görmeye başladığı bu ayda vücutlar yenilenir, dimağlar parlar… Allah Resulü’nün "oruç tutunuz ki sıhhat bulasınız" sözünü teyit edercesine beden- lerimiz sağlık bulur. (Taberani, Mu’cemu’l-Ev- sat, VIII, 174) Ramazan orucu ümitsiz insanların bağışlanma ümitlerini yeşerttikleri bir zaman dilimidir. Oruç, ansızın gelecek sıkıntılara karşı insanla- ra dayanıklı olmayı öğreten bir öğretmendir. Çocuklarımıza dinlerini, havasını teneffüs ede- rek, yaşayarak öğrenme ve yaşama fırsatı veren bir aydır Ramazan…
"O, hanginizin daha güzel amel yapacağını sınamak için ölümü ve hayatı yaratandır. O, mutlak güç sahibidir, çok bağışlayandır. " (Mülk Süresi, 2)
Zekat ile İlgili Sıkça Sorulan Sorular
I. ZEKÂT
İbadetler Allah rızası için yapılır. Allah’tan başkası adına ibadet yapılamayacağı gibi, Allah rızası dışında başka bir amaçla da ibadet yapılamaz. Al- lah rızası için yapılan ibadetlerin maddî ve manevî hayatımız üzerinde çok olumlu etkileri vardır: Allah’ı anma vesilesi (Tâhâ, 20/14) olan Ibadet- ler; her şeyden önce müminlere Allah katında değer kazandırır. (Furkan, 25/77) Imanımızın olgunlaşmasını, ruhlarımızın yücelmesini, kalp- lerimizde Allah sevgisinin yerleşip yeşermesini sağlar. Bizleri kötü düşüncelerden, her türlü za- rarlı alışkanlıklardan, çirkin iş ve günahlardan, yanlış söz ve davranışlardan uzaklaştırıp (Anke- but, 29/45) ahlakî güzelliğe kavuşturur. Kalpleri- mizi çeşitli sıkıntılardan, üzüntülerden ve stresten korur. Gönüllerimize huzur ve mutluluk verir. (Ra’d, 13/28) Yaratılışımızda mevcut olan aşırı duygu ve eğilimleri frenleyerek, hayatımıza düzen ve istikrar getirir. Konumuzu teşkil eden zekât da hayatımızı anlamlı kılan, bize rabbimizin sevgi ve rızasını kazandıran, bireysel ve toplumsal hayatımızda çok önemli yeri ve olumlu etkileri olan ibadetlerimizden biridir.
İbadetler Allah rızası için yapılır. Allah’tan başkası adına ibadet yapılamayacağı gibi, Allah rızası dışında başka bir amaçla da ibadet yapılamaz. Al- lah rızası için yapılan ibadetlerin maddî ve manevî hayatımız üzerinde çok olumlu etkileri vardır: Allah’ı anma vesilesi (Tâhâ, 20/14) olan Ibadet- ler; her şeyden önce müminlere Allah katında değer kazandırır. (Furkan, 25/77) Imanımızın olgunlaşmasını, ruhlarımızın yücelmesini, kalp- lerimizde Allah sevgisinin yerleşip yeşermesini sağlar. Bizleri kötü düşüncelerden, her türlü za- rarlı alışkanlıklardan, çirkin iş ve günahlardan, yanlış söz ve davranışlardan uzaklaştırıp (Anke- but, 29/45) ahlakî güzelliğe kavuşturur. Kalpleri- mizi çeşitli sıkıntılardan, üzüntülerden ve stresten korur. Gönüllerimize huzur ve mutluluk verir. (Ra’d, 13/28) Yaratılışımızda mevcut olan aşırı duygu ve eğilimleri frenleyerek, hayatımıza düzen ve istikrar getirir. Konumuzu teşkil eden zekât da hayatımızı anlamlı kılan, bize rabbimizin sevgi ve rızasını kazandıran, bireysel ve toplumsal hayatımızda çok önemli yeri ve olumlu etkileri olan ibadetlerimizden biridir.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)